Hususi bir hastanede Genel Cerrahi Kısmı’nden Doç. Dr. Fatma Umut Malya, pestisitlerin meme kanseri için mühim risk oluşturduğunu açıkladı.

Pestisitlerin ziraat sektöründe kullanılan ve ürünlerin zararı olan böceklerden korunmasını elde eden maddeler bulunduğunu ifade eden Doç. Dr. Malya, şu ifadeleri kullandı:

“Her 8 hanımdan birinin yaşamı süresince meme kanserine yakalanma riski vardır. Meydana getirilen çalışmalara nazaran, meme kanserinin bir tek yüzde 5 ila 10’unun genetik olmasıyla beraber meme kanseri oluşumunda çevrenin ve kişinin yaşam tarzının önemi oldukça yüksektir. Aşırı kiloluluk, hareketsiz yaşam ve alkol kullanımı benzer biçimde faktörlerin meme kanseri için büyük risk oluşturduğu vurgulanır.

“PESTİSİTLERİN MEME KANSERİ İÇİN FEVKALADE ÖNEMLİ RİSK OLUŞTURDUĞU TARTIŞILMAKTADIR”

Öte taraftan çevre kirliliğine neden olan maddelerin meme kanseri ile olan ilişkisi son dönemde gündeme gelmiştir. Bilhassa son dönem meydana getirilen çalışmalarda organik ürünlerle beslenmenin menopoz sonrası meme kanseri riskini azalttığı gösterilmiştir. Buradan hareketle pestisitlerin meme kanseri için olağanüstü mühim risk oluşturduğu tartışılmaktadır.

“TÜM İNSANLAR RİSK ALTINDADIR”

Tarımda en yaygın olarak kullanılan böcek öldürücü organofosfatlar klorpirifos ve asefattır. Sadece bu maddeler bir tek bu böceklere değil etraflarında bulunan öteki canlılara da zarar vermektedir. Mesela kuşlara zarar vererek ölümlerine yol açmakla beraber havaya da karışır. ABD’da meydana getirilen bir çalışmada bu maddelere ilişkin izler birçok kişinin idrar analizlerinde saptanmıştır. Ziraat çalışanlarının daha çok pestisitlere maruz kalmış olduğu düşünülse de aslına bakarsak besinler yöntemiyle tüm insanoğlu risk altındadır.

“EN YAYGIN OLARAK TESPİT EDİLDİĞİ BESİNLER BESİNLER FASULYE, KARPUZ, PATATES VE DOMATESTİR”

Pestisitlerin en yaygın olarak tespit edilmiş olduğu besinler fasulye, karpuz, patates ve domatestir. Meme kanseri oluşumunda hormonal dengede olan bozulmalar da bilhassa kandaki östrojen miktarını arttıran faktörler etkilidir. Pestisitlerin de bilhassa endokrin sistemi üstünde etkilerini belirten çalışmalarda bazı kanser çeşitleriyle ilişkili olabileceğini göstermiştir. Lenfoma, erkekte prostat kanseri ve hanımda meme kanseri olarak karşımıza çıkar. Bu sonuçlar deneysel emek harcamalar olarak daha belirgin şekilde karşımıza çıksa da son dönemde meydana getirilen epidemiyolojik çalışmalarda insanoğlu üstünde de bu tesir gözlemlenmiştir. Dünya Sıhhat Örgütü bilhassa Birleşmiş Milletler ile birlikte dünya genelinde pestisit kullanımını azaltmaya yönelik emek harcamalar yürütmektedir.”

“BESİNLERİMİZİ ÇOK İYİ YIKAYARAK TÜKETMELİYİZ”

Pestisitlerden korunabilmek için Doç. Dr. Fatma Umut Malya, şu ifadeleri kullandı:

“İlk başta tükettiğimiz gıdaların mümkün oldukça naturel ortamda yetişmiş organik ürünler olmasına itina göstermeliyiz. Bir öteki mühim nokta ise besinlerimizi fazlaca iyi yıkayarak tüketmeliyiz, böylece bu zararı olan maddelere maruz kalma ihtimalimizi azaltacaktır.

SİRKE YERİNE KARBONATLI SU

Doğru malum yanlışlardan birisi de sebze ve meyveleri sirkeli suda bekletmenin pestisitlerden arındırmada yararlı olacağıdır. Sirkeli su mikroorganizmaları uzaklaştırmada etkili olabilir sadece pestisitlerden arındırmada belirgin bir tesiri bulunmaz. Sirke yerine ise bir tatlı kaşığı karbonatlı suda bekletmek yararlı olabilir. Pestisitlerden kurtulabilmek için meyveler bol miktarda yıkanmalı ve kabuğu soyularak tüketilmelidir, sebzeler ise karbonatlı suda bekletildikten sonrasında bol miktarda suda yıkanmalıdır.”