Sözlükte “doğum yeri ve zamanı” manasına gelen mevlid kelimesi, İslâm kültüründe bilhassa Hz. Peygamber’in doğumunu, bu vesileyle yapılan merasimleri ve yazılan yapıtları tabir etmek için kullanılır.

Mevlid Kandili, Peygamber zincirinin son halkası, alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)’ in dünyaya teşrif ettiği mübarek gündür.

Kudsi Hadiste aziz Allah: “Sen olmasaydın Ya Muhammed,alemleri yaratmazdım.” buyurur. Kainatta en büyük hadise, Allah’ın Habibim dediği Hz. Peygamber’in dünyaya teşrifidir…

PEYGAMBERİMİZ NE VAKİT DOĞMUŞTUR?

Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz, Habeşistan’ın Yemen valisi Ebrehe’nin Kâbe’yi yıkmak üzere Mekke’ye saldırdığı ve Fil Vakası denilen olayın meydana geldiği yıl doğmuştur.  Yine ekseriyetle kabul edildiğine nazaran Rebîülevvel ayının 12’sinde ve gündüz dünyaya gelmiştir. O yıl ilkbahar mevsimine rastlayan bu ayın iki, sekiz, on yahut on yedinci gününde doğduğuna dair rivayetlerle sabaha karşı dünyaya geldiğine dair rivayetler de vardır.

Doğumun pazartesi günü olduğu ise daha sahih rivayetlere dayanmaktadır. Ayrıyeten doğum gününün milâdî takvime nazaran 20 Nisan’a denk geldiği söylendiği üzere bunun hakikat olmadığını ileri sürenler de bulunmaktadır.

(Hz. Peygamberin doğduğu mübarek ev)

MEVLİD KANDİLİ NE VAKİT KUTLANMAYA BAŞLANDI?

Peygamber Efendimizin devrinin yanı sıra, ashab-ı kiram, Emevi ve Abbasi periyotlarında de rastgele bir Mevlid Kandili uygulamasına rastlanılmaz.

Mevlid birinci sefer hicretten yaklaşık üçyüzelli yıl kadar sonra Mısır’da Fatımi devleti tarafından kutlanmaya başlandı. Fatımiler vaktindeki merasimlerde, evvelce gerekli hazırlıklar yapılır, Rebiülevvel ayının 12. Gününde sabahtan başlamak üzere öğlene kadar 300 tepsi helva görevlilere dağıtılırdı.

İslam Alimleri, Mevlid Kandili kutlamalarının “bidad-ı hasene” (güzel bid’at ) sayılması gerektiğini belirtir.

MEVLİD KANDİLİNDE YAPILACAK ZİKİRLER

Peygamber Efendimiz, birtakım mübarek gün, ve gecelerin değerlendirilmesini tavsiye etmiştir. Lakin bu gecelere ilişkin özel bir namaz ve ibadet formundan bahsetmemiştir.

Bu gecenin varlığından haberdar olarak yalnızca Peygamber Efendimizin doğumuna ve gönderilişine sevinmek dahi bu geceyi hoş değerlendirmenin bir tarafıdır.

Kandiller; öze dönüşün, Rabbimize yürekten yakarış ve yönelişin, günahlarla kirlenmeye yüz tutmuş gönüllerimizi arındırmanın , gönül dünyamızı temizlemenin, nefsin aldatıcı dilek ve isteklerinden uzaklaşmanın imkanlarını sunan kutlu vakit dilimleridir.

Müslümanlar mübarek günleri bağışlanma ve hayatlarına çeki sistem vermek için fırsat olarak görmelidir. Müminler kandil gecelerinde hayatlarının gidişatını gözden geçirmeli, yanılgı ve günahları için tövbe etmeli, dua ederek, Kuran-ı Kerimi anlayarak okumaya çalışarak, kaza yahut beyhude namaz kılarak değerlendirmelidir.

Dinimizde her ibadet ve işin temeli niyet olduğundan, Mevlid Kandili gecesini ihya etmek isteyenler bütün dünyevi kaygılardan arınarak salih bir niyetle mükafatını yalnızca Allah’tan beklemelidir. Ameller niyetlere nazarandır.

Bu gece ibadet olarak, Peygamber efendimizin ömürde en az bir kez kılınmasını tavsiye ettiği tesbih namazını kılmak faziletli olacaktır.

Mevlid Kandilinde yapılacak ibadetlerin en faziletlisi Hz. Peygamber’e;

‘Allahümme salli alâ Muhammed,

Allahümme Salli alâ Seyyidinâ Muhammed,

Allahümme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ ali Seyyidina Muhammed’

Allahümme salli ala Seyyidina Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihi ve bârik sellim’ diyerek Salavat getirmektir.

Mevlid Kandilinde yapılabilecek en yeterli ibadet olarak, yetimleri sevindirebilir, muhtaçları gözetip ailemiz ismine sadaka verebiliriz.

Bu kutlu günü, ailemizden birinin doğum günüymüşçesine sevinçle kutlayabiliriz.

Bu gün vesilesiyle anne babamızı ziyaret edip onlara uygunlukta bulunarak, eş ve çocuklarımıza armağanlar alarak,  ikramlar yapıp komşularımızla paylaşarak, mevlid kandilini gerçek bir kutlama olarak geçirebiliriz.

Hz. Peygamberin doğduğu güne sevinmek ve konutumuzda kutlanan bir gün olarak geçirmek bile, Mevlid Kandilini  ihya etmemiz için kâfi olacaktır…