Haber Merkezi

Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaraları sarılıyor.

Depremin peşinden bir ay geçmişken depremzedeler için kalıcı konutların temelleri atılmaya başlandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Kahramanmaraş’ta 77 bin 57 afet konutu ve 30 bin 310 köy evi inşasına başlandığını vurgulayarak konutların bir yıl içinde teslim edileceğini deklare etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İskenderun’da Zelzele Konutları ve Yeni Devlet Hastaneleri Temel Atma Töreni’nde konuştu.

“1 milyon 350 bin konut yapmış bir iktidar var karşınızda”

Cumhurbaşkanı Erdoğan yapmış olduğu açıklamalarda, “Şu ana kadar 1 milyon 350 bin konut yapmış bir iktidar var karşınızda. Söz ola beri gele yok. İcraat icraat icraat” diyerek 3 bin 122 konut ile beraber 22 bin 467 konutun inşası fiilen başladığını duyurdu.

Erdoğan’ın satır başlıkları şu şekilde:

“Bizlere düşen bakılırsa Hatay’ı bir an ilkin ayağa kaldırmaktır”

Ülke ve millet olarak 6 Şubat depremlerinde yaşamını kaybeden 50 binin üstündeki insanımız ile yaşadığımız ağır yıkımın acısı yüreklerimizdedir. Depremde yitirdiğimiz insanlarımıza Tanrı’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır temenni ediyorum.

Kaybımız öylesine büyük, acımız öylesine derin ki anlatmaya kelimeler kıfayet etmiyor. Vefat eden kardeşlerimizin aziz hatıraları yüreklerimizde ebediyen yaşayacaktır. Bizlere düşen aslolan vazife ise can kaybı yaşaan 11 ilimizi ve bilhassa en büyük yıkıma ve acıya maruz kalan Hatay’ı bir an ilkin ayağa kaldırmaktır.

Sadece bu şekilde insanlarımızın tekrardan hayata tutunmalarını, umutlarını yeşertmelerini, geleceklerine güvenle bakmalarını sağlayabiliriz. Attığımız her adımı, başlattığımız her projeyi bu amaç ile planlıyor, yürütüyoruz.

Hamdolsun ortalama 1,5 ay içinde arama kurtarma çalışmalarının bittiği, yıkıntı kaldırma faaliyetlerinin hızla sürdüğü, geçici barıma merkezlerinin yaygınlaştırıldığı, kalıcı konutların yapımına başlandığı bir döneme girdik.

“309 bin aileye 10 bin liralık ödemeler yapılmış oldu”

Geçici barınma için 125 bini AFAD tarafınca olmak suretiyle 156 bin çadır dağıtılmış yada kurulmuştur. AFAD tarafınca 22 bin ve bağış olarak da 14 bin olmak suretiyle toplam 36 bin konteynerin alt yapısı kurulumu, nakli sürmektedir.

Bu konteyner sayısı mevcut başvuruyu fazlasıyla karşılayacak seviyededir. Ortalama 309 bin aileye 10 bin liralık ödemeler yapılmış, 101 bin aileye de 15 bin liralık taşınma paralarının ödenmesine başlanmıştır.

“Bekleyecek vakti de sabrı da, dermanı da yoktur”

Kalıcı konutlarla ilgili hazırlıkları da inşaat safhasına getirdik. Birileri bizlere kalıcı konutların yapımı, kadim şehirlerimizin imarı ve ihyası mevzusunda acil ettiğimizi söylüyor. 

İleri sürülen gerekçelerin bilimsel ve teknik geçerliliğinin olmadığını, Van’dan Elazığ ve Malatya depremlerine kadar yaptığımız çalışmalarda gördük.

Daha önemlisi bu şehirlerde yaşaşan milyonlarca insanımızın kimsenin keyfini bekleyecek kimsenin hesaplarının tekemmülünü bekleyecek vakti de sabrı da, dermanı da yoktur.

“Bir yılda 319 bin konut yaparak şehirlerimizi ayağa kaldırma sözü verdik”

İşte biz bunun için bir yılda 319 bin konut yaparak, alt yapısı ile, iş bölgeleri, toplumsal ve kültürel birimleri ile tüm gereksinimlerini tamamlayarak şehirlerimizi ayağa kaldırma sözü verdik.

Seçimleri daha ilkin açıkladığımız 14 Mayıs’ta yapma kararımızın arkasında de aynı anlayış vardır. Zelzele bölgesinde yürüttüğümüz emekler seçim atmosferinden etkilenmesin bu iş bir an ilkin ülkenin gündeminden çıksın istedik.

Bakanlıklarımızla, kurumlarımızla, belediyelerimizle, sivil cemiyet kuruluşlarımızla, hususi sektörümüzle tam kapasite sahadayız.

“Hatay yaralı iken kalan 80 vilayetimiz sıhhatli olması imkansız”

500 kilometrelik bir alana yayılan böylesine büyük bir felaketin yıkıcı etkilerinin bu kadar kısa sürede üstesinden gelip kalıcı konutların yapımına başlamış olacak başka bir ülke bulamazsınız.

Türkiye devletinin gücü, hükümetinin kararlılığı, milletinin inancı ile bunu başarmıştır. Ülkemizin Türkiye Yüzyılı olarak ifade ettiğimiz Cumhuriyetimizin yeni asrı ile ilgili hedeflerine ulaşabilmesinin birinci şartı zelzele yaralarını sarmaktır. Hatay yaralı iken kalan 80 vilayetimiz sıhhatli olması imkansız.

Hatay hüzünlü iken kalan 80 vilayetimiz sevinç ile hayatına devam edemez. Zelzele şehirlerimizin tamamı için aynı durum geçerlidir. Bu imtihanı hep beraber verecek bu felaketin izlerini hep beraber ortadan kaldıracağız.

Bunun için hızla yürüttüğümüz geçici barınma merkezlerinin kurulumu, yardım faaliyetleri, kalıcı konutların inşası, mevcut yerlerin ihyası mevzusunda herhangi bir kesintiye yada gecikmeye izin veremeyiz.

“Tekrardan inşa edilmeden buralardan ayrılmayacağız”

Bakanlarımız zelzele gününden ikimiz de depremin üçüncü gününden beri buralardayız. Cumhurbaşkanı olarak her şehrimizi onlarca defa Cumhur İttifakı olaak ziyaret ettik. Meydana getirilen emek harcamaları yakından izliyoruz.

Zihnimiz de gönlümüzde hep sizlerle beraber. Ramazan ayını da depremzede kardeşlerimizle geçiriyoruz.

Dün Kahramanmaraş’taydık. Bugün Hatay’dayız. İnşallah öteki şehirlerimize de gideceğiz. Tüm yaralar sarılıp, yıkılan her şey daha iyisi ile tekrardan inşa edilmeden buralardan ayrılmayacağız.

“Siz onlara aldanmayın”

Kimi zelzele turistleri bir tek fotoğraf çektirmek, bir tek görüntü vermek için arada bir buralara uğrayabilir. O arada yalan yanlış sözler da edebilirler. Siz onlara aldanmayın. Keşke bunun yerine ellerindeki imkanları geçici barınma merkezleri kurarak, yardım faaliyetlerini sürdürerek, yüreklerini depremzede kardeşlerimize açarak kullanabilseler de insanlarımızın gönüllerini alabilseler.

İnşallah o da olur. Bugün ana muhalefetin 10’u aşkın 11 büyükşehir belediyesi var. Nerede bu belediyeler? Bu belediyeler acaba buralara uğradı mı? Biz sorumluluğumuzun gereğini kendimize yakışanı, siz değerli üyelerimizin beklediği işleri yaparak zelzele şehirlerimizi bir yılda ayağa kaldırma sözümüzü tutmaya bakacağız.

“Biz burası CHP’li demedik”

Bugüne dek milletimize verdiğimiz her sözü iyi mi tuttuysak, her afette kayıpları iyi mi telafi ettiysek inşallah bu kez da aynısını yapacağız.

Biz bunu Van’da, Bingöl’de, İzmir’de yaptık mı? Kütahya’da, Antalya, Muğla, Manavgat yanıyordu oralarda da biz bu tarz şeyleri yaptık mı? Asla kimse endişeye kapılmasın. Biz burası CHP’li demedik.

Biz ne dedik, bunlar da bizim vatanımız bunlar da bizim vatandaşımız dedik. Tek yapamayacağımız şey ölenleri geri getirmektir. Oun dışındaki her kaybı telafi edecek güce, imkana, kararlılığa sahibiz.

“3 bin 122 konut ile beraber 22 bin 467 konutun inşası fiilen adım atmıştır”

Hatay maalesef 6 Şubat depremlerinde hem can kaybı, hem yıkılan bina sayısı bakımından ilk sırada yer ediniyor.

Tespitlerde gelinen noktaya bakılırsa şehrimizde 100 bin binadaki 338 bin bağımsız bölüm, yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı olarak kullanılamaz hale gelmiştir.

Hatay’da toplamda 238 bine yakın konutu ve köy evini yaparak hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz. Depremden bugüne 50 bin konut ve köy evinin inşasına başlanması ile ilgili süreci sonuçlandırdık.

Bugün Hatay’da temelini atacağımız 3 bin 122 konut ile beraber 22 bin 467 konutun inşası fiilen adım atmıştır.

“Konutlarla kalmıyor, bölgenin sıhhat alt yapısını da ayağa kaldıracak projeleri başlatıyoruz”

Bölgedeki şehirlerimizin tamamında her gün binlerce yeni konutun temelini atarak sizlere verdiğimzi sözü yerine getireceğiz.

Önümüzdeki bir yıl içinde 319 bin konut toplamda 650 bin konut yaparak kent merkezlerimizi yerinde dönüştürerek insanlarımıza sağlam, güvenli, rahat yuvalar ve iş bölgeleri kazandıracağız.

Konutlarla kalmıyor, bölgenin sıhhat alt yapısını da ayağa kaldıracak projeleri başlatıyoruz. Depremin peşinden Arsuz’da 100, Hassa’da 100 ve Belen’de 30 yataklı devlet hastanelerini derhal tamamlayarak hizmete aldık.

Salgın döneminde iyi mi üstün dereceli sürelerde acil durum hastanelerini inşa ettiysek, Hatay’da da bunu yapacağız.

“Gülderen’de de bin yataklı bir kent hastanesi kuruyoruz”

Biz ana muhalefetin yalanları ile ayakta duran bir parti, iktidar değiliz. Hatırlayın salgının olduğu dönemde İstanbul’da dev Çam Sakura Hastanesi’ni bitirdik. Üç ay benzer biçimde bir zamanda bir taraftan İstanbul Havalimanı’nda bir taraftan Anadolu Yakası’nda iki tane hastaneyi 1006 odalı olarak bitidik ve halkımızın hizmetine sunduk.

 Bugün 400 yataklı Antakya devlet hastanemizin, 600 yataklı İskenderun devlet hastenemizin, 200 yataklı acil durum hastanemizin ve 300 yataklı Defne devlet hastanemizin temellerini atıyoruz.

Bunlardan Antakya devlet hastanemizi 10 Mayıs’ta hizmete açıyoruz. Hatay’ın yeni yerleşim yeri Gülderen’de de bin yataklı bir kent hastanesi kuruyoruz.

“Çadır dağıtımı kesintisiz sürüyor”

Hamdolsun bugüne dek milletimize asla mahçup olmadık. Meydanlarda bolca keseden atıp, göreve erişince unutanlardan da olmadık. İnşallah bu sözlerimizin de gereğini yerine getireceğiz.

Ayrıca geçici barınma merkezlerinin kurulumunu da sürdürüyoruz. Hedefimiz mayıs ayına kadar bölge genelinde 100 bin konteyneri faaliyete geçirmektir. Çadır dağıtımı kesintisiz sürüyor.

“Canlarımız haricinde kaybettiğimiz her şeyi yeniden kazanacağız”

Yıkılan iş yerlerimizi prefabik ve konteyner çarşılarla yeniden faaliyete geçiriyoruz. Endüstri kuruluşlarımız üretime devam ediyor. Çiftçilerimiz toprağı ekerek baharın bereketini yakalamak için çalışıyor.

Tamamı depremin peşinden öteki şehirlere giden hepşehrilerimizin dönüşümünü de hızlandırıyor. Tarih süresince nice badireleri atlatmış pek oldukça kez yıkılıp tekrardan ayağa kalkmış Hatay’a teslim olmak yakışmaz.

Hep beraber savaşım edeceğiz. Yıkılan herşeyi tekrardan daha iyisi ile daha güzeli ile daha güvenlisi ile tekrardan yapacağız. Canlarımız haricinde kaybettiğimiz herşeyi yeniden kazanacağız, yeniden yerine koyacağız.

“Müslüman aynı delikten iki kez ısırılmaz”

Bu millet nice sokak vakalarını, nice siyasal kumpasları, nice ekonomik tuzakları, nice terör saldırılarını, nice küresel dayatmaları göğüsleyerek bugünlere geldi. Bunca imtihandan alnının akı ile sıyrılmış bir milleti bu milleti tek başına zelzele mi tutsak edecek?

Asla, ülkemizin geçmişinde fena yapılaşmadan, plansız şehirleşmeden, kontrolsüz gelişmelerden meydana gelen sıkıntaların faturasını depremde yıkılan binalarımızla ve yitip giden insanlarımızla maalesef ödedik. Müslüman aynı delikten iki kez ısırılmaz.

“TOKİ vasıtası ile devletimizde 20 senedir yaptığımız konut sistemi depremde rüştünü kanıtlama etmiştir”

Esasen bu mevzuda geçtiğimiz 20 yılda pek oldukça iş yaptık. Mühim iyileştirmeler sağladık. Fakat görüyorum ki daha fazlasını, daha süratli şekilde halletmeye ihtiyacımız var.
Bunun için Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli ile bir tek depremde yıkılan şehirlerimizi değil, ülkemizin tamamında kentsel dönümüşü hızlıca neticelendirecek bir program hazırladık.

TOKİ vasıtası ile devletimizde 20 senedir yaptığımız konut sistemi depremde rüştünü kanıtlama etmiştir. Artık ülkemizin yeni yapı stokunu asla bu standartların altına düşürmeyeceğiz.

Buradan depremin en oldukça yıkıma yol açmış olduğu en oldukça can almış olduğu Hatay’dan İstanbul başta olmak suretiyle ülkemizin her yerindeki vatandaşlarıma sesleniyorum; Eğer binanız depreme dayanıklı değilse, sel yada heyelan tehdidi altındaysa, başka bir sıkıntısı problemi var ise asla zaman kaybetmeden dönüşüm sürecini başlatın.

“Hatayımız da o şekilde 7,7 ve 7,6 ile tarihe gömülecek bir kent değildir”

Görüyorsunuz depremi ile ve seli ile afetler sizleri beklemiyor. Ilkin tedbirimizi alacak doğrusu binamızı sağlam bir zemine tekniğine uygun şekilde meydana getirecek ondan sonrasında tevekkül edeceğiz.

İnşallah 14 Mayıs seçimlerinde milletimizin takdiri ile tekrardan ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimizde bu mevzu hükümet programımızın ilk, olmazsa olmaz ve ödün verilmez maddesini oluşturacaktır.

Geçtiğimiz 20 yılda edindiğimzi tecrübeleri 6 Şubat depremlerinin önümüze koyduğu fotoğrafı ve bilim insanlarımzıın öngörülerii dikkate olarak ülkemizi kısa sürede afetlere dayanıklı hale getirmekte kararlıyız.

Hatay hem güvenli konutları hem zamanı ve kültürel mirasımızın ihyası ile ortaya çıkacak görünümü ile bu modelin vitrini olacaktır.

Hani Çanakkale Destanı’nda Akif ne diyor, “Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın” diyor ya, Hatayımız da o şekilde 7,7 ve 7,6 ile tarihe gömülecek bir kent değildir.

Bu yıkıntıların üstünde hepimizin düşsel olan Hatay’ı inşa edene kadar durmayacağız, dinlenmeyeceğiz.

“Tüm imkanları ile Cumhuriyet tarihinin zirvesindedir”

Türkiye topraklarına Cumhuriyetin ilanından 16 yıl sonrasında katılan Hatay bağımsızlığın, özgürlüğün, demokrasinin kıymetini oldukça iyi bilir.

Şehrimiz değişik kültürleri bir arada yaşatma becerisi ile dünyayı kendine fanatik bırakıyor. Derhal yanı başımızdaki coğrafyada yaşanmış olan onca trajediye bakarak bizlere Türkiye Cumhureyeti Devleti’nin birer ferdi olarak yaşama şerefini bahşeden rabbime hamd ediyorum.

Bugün Türkiye güvenliği, huzuru, üretimi, istihdamı, gelişme potansiyeli ve öteki tüm imkanları ile Cumhuriyet tarihinin zirvesindedir.

Türkiye Yüzyılı vizyonu ile karşılamaya hazırlandığımız yeni dönemde dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi arasına girme hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız.