• DOLAR
  • EURO
  • ALTIN
  • BIST
Böbrek nakli sonrası ilaç kullanımına dikkat

Böbrek nakli sonrası ilaç kullanımına dikkat


Böbrek nakli sonrası ilaç kullanımına dikkat

Böbrek nakli tedavisinin ameliyat öncesi ve sonrasını da kapsayacak şekilde yaşam boyu devam eden bir süreç bulunduğunun altının çizen Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Balkan, bu süreçte tedavinin merkezinde yer edinen hastanın, kurallara uymasının önemine dikkat çekti.

BÖBREK NAKİL SONRASI BAŞARIYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Böbrek nakil sonrasındaki bir yılda böbrek fonksiyonlarının yüzde 90-95 aralığında olmasının naklin başarı göstermiş bulunduğunun göstergesi bulunduğunu belirten Doç. Dr. Ali Bakan, “Bu sayı 5 senelik süre için yüzde 70-80 aralığındadır” dedi. Böbrek naklinin başarısında hastanın durumundan nefroloğun ve cerrahi ekibin deneyimine kadar birçok faktörün de etkili bulunduğunun altının çizen Doç. Dr. Ali Bakan sözlerine şöyleki devam etti:

“Mesela oldukca süratli böbrek yetmezliğine götürmüş olan Fokal segmantel glomerulonefrit olarak tanımladığımız hastalıkta, hasta böbrek nakli olsa bile hastalık tekrarlayabiliyor. Dolayısıyla ne olursa olsun altta yatan hastalığın kati tanısının konması gerekir. Buna bakılırsa de strateji oluşturulmalı. Bununla beraber naklin planlamasından cerrahisine ve sonraki tedavi sürecini planlayan nakil ekibinin deneyimi de oldukca büyük ehemmiyet taşır.”

ORGAN REDDİNİ ÖNLEMEK İÇİN İLAÇLAR DOĞRU KULLANILMALI!

Böbrek nakli meydana getirilen hastaların ilk yılda yüzde 5-10’unda değişik nedenlerle organ reddiyle karşılaşıldığını hatırlatan Doç. Dr. Ali Bakan, “Bağışıklık sistemi organı reddedebildiği şeklinde hastanın nakil sonrasında ilaç kullanımı ya da beslenme düzeni şeklinde unsurlar da bu sonuca tesir edebilir. Bu yüzden nakil sonrasında hastaların ne olursa olsun dikkat etmesi ihtiyaç duyulan konuların başlangıcında, tertipli doktor kontrolleri ve ilaçlarını tertipli kullanmaları geliyor. İlaçlarını muntazam kullanmayan hastalarda böbreğin reddi açısından risk oluşuyor. İlk bir yıl, her ay daha sonraki dönemde de 3 ayda bir olmak suretiyle hastalarımızı görmek istiyoruz. İlaçları da yaşam boyu kullanılmak mecburi” diye konuştu.

NAKİL ÖNCESİNDE HASTALAR PSİKOLOJİK YÖNDEN DEĞENLENDİRİLMELİ

Hastaların oldukca büyük bölümünün ilaca uyum mevzusunda dikkatli bulunduğunu sadece uzun soluklu bir tedavi olduğundan kimi zaman şaşmaların yaşanabileceğini hatırlatan Doç. Dr. Ali Bakan “Uzun soluklu bu tedavide kimi zaman hastaların da psikolojileri bozulabiliyor, bazı dalgalanmalar yaşayabiliyor. Bu durumda ilk yaptıkları ilaçlarını bırakmak oluyor. Kimi zaman de ben tamamen iyileştim diyerek hastalar ilacı bırakabiliyor. Bu yüzden nakil öncesinde hastaların tedaviye uyumları için genel bir ruhsal değerlendirmeden geçmeleri oldukca mühim. Şu sebeple sebebi ne olursa olsun ilacı kullanmamak organ reddi riskini geliştirebiliyor. Bu ilaçların tesirleri kimi zaman birkaç gün sürebildiği için elbet 1-2 günlük doz atlaması bu kadar büyük bir risk doğurmaz. Fakat doğurmayacağı anlamına da gelse ilaçlarını oldukca tertipli kullanmaları gereklidir Sadece daha uzun soluklu ilaçlar dikkatsizlik edilirse organ reddi açısından oldukca daha büyük risktir” uyarısında bulunmuş oldu.

KİLO KONTROLÜ SAĞLANMALI

Böbrek nakli sonrasında dikkat edilmesi ihtiyaç duyulan bir öteki mühim noktanın hastaya ilişkin öteki hastalıklarının tedavisi bulunduğunu söyleyen Doç. Dr. Ali Bakan, “Mesela diyabete bağlı böbrek yetmezliği gelişen bir hastanın kan şekeri kontrolü sağlanamazsa nakil böbreği de etkilenebilir.

Hipertansiyon hastaları için de aynı durum söz mevzusu. Dolayısıyla böbrek nakli sonrasında hastanın hakkaten da yaşamını düzene sokması, tertipli beslenmesi, su tüketimine dikkat etmesi ve tuzu hayatından çıkarması oldukca mühim” ifadelerini kullandı.

Böbrek nakli sonrasında hastanın kilo kontrolünün de oldukca mühim bulunduğunu belirten Doç. Dr. Ali Bakan, “Aşırı kiloluluk inflamatuvar bir süreçtir ve tüm vücutta damarları etkisinde bırakır ve yangı yapar. Böbrekte bir damar yumağı olduğuna bakılırsa aşırı kiloluluk de böbreğin bozulmasına niçin olabilir. Dolayısıyla hastanın kilo almasını istemiyoruz ve kilo aldıysa zayıflamasını sağlıyoruz” ifadelerini kullandı.

KADEVERİK BAĞIŞ ORANLARI ARTIRILMALI

Türkiye’de 60 bin civarında diyalize giren hasta bulunduğunu ve bu havuzun içinden yılda averaj 3 bin 500 civarı nakil yapılabildiğini hatırlatan Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Ali Bakan, ‘’Kadeverik bağış oranlarının artırılmasıyla birçok probleminin çözülebileceği unutulmamalı. Böbrek nakli tedavisinin hemodiyalizle karşılaştırıldığında hem tıbbi hem toplumsal hem de ekonomik açıdan oldukca daha uygun bir çözüm yöntemi. Türkiye’de meydana getirilen nakillerin bir tek yüzde 10 kadarı kadavradan yapılırken bu oran dünyada tam tersi. Dolayısıyla toplumun her katmanında organ bağışını çoğaltmak gerekiyor” dedi.


Kaynak: webhane.com

Sosyal Medyada Paylaşın:

BİRDE BUNLARA BAKIN

Düşüncelerinizi bizimle paylaşırmısınız ?