Kahramanmaraş merkezli büyük depremin üstünden 15 gün geçti.

Zelzele bölgelerinde, yaralar sarılmaya çalışılıyor.

Sadece, Kahramanmaraş Türkoğlu Beyoğlu Mahallesi’nde vatandaşlar her türlü oluşabilecek riske karşı koruma önlemi dahi almadan yıkık evlerin içinde kurtarılacak eşya arıyor.

Bazısı da, enkazın altından kurtardığı kamyonetine gene enkazdan yüklediği eşyaları doldurup yola koyuluyor.

 Yalnızca taşınma telaşı değil, evlerin altından toprakların boşalması da köy sakinlerini korkuyor.  

“Riskli fakat ne yapsak mal da canın yongası”

2 kattan oluşan evi yıkılan 47 yaşındaki Erdal Tezer, şu ifadeleri kullandı;

99’u da yaşadım İstanbul’da fakat bu oldukca değişik bir şeydi. İstanbul’da yaşadığımızın 10 katı şeklinde oldu, uzun sürdü. Gene de ayakta kaldık. Bunla da uğraşmaya uğraşıyoruz. Ne kurtarabilirsek o… Riskli fakat ne yapsak mal da canın yongası, yaşıyoruz, yaşam devam ediyor. Yatak, yorgan, küçücük kap kacak bulabilirsek alacağız. Senelerden beri bekleniyordu, senelerdir Kahramanmaraş fay hattı deniyordu. Bunun hangi gün geleceğini sadece Tanrı bilir.

“Meydana getirecek bir şey yok Tanrı’tan geldi”

Hasarlı kamyonetiyle başka bir şehre giden Remzi Orçan da, “Eşyaları enkazdan çıkardık. Enkazdan çıktık, sağlam yere çıkıyoruz. Çarşıdaydık yukarı gidiyoruz. Meydana getirecek bir şey yok. Tanrı’tan geldi” dedi. 

“Çıkartabildiğimiz her şeyi çıkartıyoruz”

Terzilik icra eden Kezban Kurt da, şu cümleleri aktardı;

Oldukça şükür çocuklarımızla birlikte sağ çıktık. Evim de harabe, çıkartabildiğimiz kadar şeyleri çıkartıyoruz. Her şeyimiz içerideydi. Çok da fazla mühim şeylerimiz de vardı. İçinden sağ çıkınca dönerek bakmadım bile. Konteyner falan gelirse içine eşyaları bırakalım diyorum, kapısını örteyim, gideyim. Burada yapacağım bir şey kalmadı. Makinelerim falan hepsi altta. Tüm kumaşlarım, daha yeni almıştım. Asla açmadığım 20-30 milyarlık kumaş almıştım. Bir ihtimal içinde 100 milyarlık malım var fakat meydana getirecek bir şey yok, canım sağ oldukca şükür.