İsrail Başbakanı Yair Lapid, iki devletli çözüme destek verdiğini söylemiş oldu.

Lapid, Birleşmiş Milletler 77’nci Genel Kurul görüşmelerinde katılımcılara hitap etti.

İki devletli çözüm vurgusu

Lapid’in konuşmasında en fazla dikkati çeken mevzu ise “iki devletli çözüm”ü destekleyen açıklaması oldu.

İsrail Başbakanı, “İsrail’in ekonomik ve askeri gücü kendimizi korumamıza izin veriyor fakat hem de bizlere başka bir şey daha sağlıyor: Tüm Arap dünyası ile sulh için çabalamak. Ve en yakın komşularımız olan Filistinlilerle.” dedi.

“İsrail’in güvenliği için doğru olandır”

Lapid, iki devletli çözümü desteklediğini sadece “tek şartı” bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Filistinlilerle iki halk için iki devlet temelinde bir antak kalma İsrail’in güvenliği, İsrail ekonomisi ve evlatlarımızın geleceği için doğru olandır. Tüm engellere karşın bugün hala İsraillilerin büyük bir çoğunluğu bu iki devletli çözüm vizyonunu desteklemektedir. Ben onlardan biriyim.

Tek şartımız var: Gelecekteki bir Filistin devletinin barışçıl bir devlet olması. (Filistin’in) İsrail’in refahını ve varlığını tehdit edecek başka bir terör üssü haline gelmemesi. Tüm İsrail vatandaşlarının güvenliğini daima koruma kabiliyetine haiz olmamız.”

İran’ın nükleer faaliyetlerine karşı “askeri tehdit” hatırlatması

Ülkesinin önündeki en büyük tehditlerden birinin “nükleer tehdit” bulunduğunu korumak için çaba sarfeden Lapid, “Bizi yok etmek isteyen ülke, hem de dünyanın en büyük terör örgütünü, Hizbullah’ı kuran ülkedir.

İran, Hamas ve İslami Cihad’ı finanse ediyor ve Bulgaristan’dan Buenos Aires’e kadar meydana getirilen toplu terör saldırılarının arkasında İran var. İran, nükleer tabanca elde etmek için her türlü çabayı gösteren cani bir diktatörlüktür.” dedi.

“İran rejimi nükleer tabanca elde ederse onu kullanır”

Ülkesinin, İran’ın nükleer faaliyetlerine karşı internasyonal topluma sunmuş olduğu “askeri tehdit” seçeneğini yineleyen Lapid, şunları söylemiş oldu:

“İran rejimi nükleer tabanca elde ederse onu kullanır. İran’ın nükleer tabanca sahibi olmasını engellemenin tek yolu masaya güvenilir bir askeri tehdit koymaktır. Sadece ondan sonrasında onlarla daha uzun ve daha kuvvetli bir antak kalma yapılabilir.

İran’a, eğer nükleer programını ilerletirse, dünyanın sözle değil askeri güçle karşılık vereceğini açıkça belirtmek gerekir. Geçmişte ne vakit bu şekilde bir tehdit masaya konulsa İran durmuş ve geri çekilmiştir.”

“Silahlarınızı bırakın”

“İsrail’in 17 yıl ilkin Gazze’den çekilmesinden bu yana İsrail topraklarına 20 binden fazla roket ve roket ateşlendiğini” ifade eden Lapid, “Bu binada bizlere onlarca defa Gazze’ye yönelik kısıtlamaları niçin kaldırmadığımız soruldu.

Yarın sabah bunu halletmeye hazırız. Tek şartımız var: Çocuklarımıza roket ve roket atmayı bırakın. Silahlarınızı bırakın, hiçbir engelleme olmayacak.” diye konuştu.

“Hem Gazze’de hem Batı Şeria’da geleceğinizi beraber inşa edebiliriz”

Lapid, ek olarak, Filistin İslami Direniş Hareketi Hamas’ın kontrolündeki Gazze Şeridi’nde tutsak tutulan iki İsrail askerinin özgür bırakılmasını ve öteki iki İsrailli askerin cenazelerinin kendilerine teslim edilmesini istedi.

Filistinlilerin “silahlarını bırakmalarını” isteyen Lapid, o vakit sulh olacağını ileri sürerek, “Hem Gazze’de hem Batı Şeria’da geleceğinizi beraber inşa edebiliriz.

Silahlarınızı bırakın ve oluşturmak istediğiniz Filistin devletini Hamas ve İslami Cihad’ın ele geçirmeyeceğini kanıtlayın. Silahlarınızı bırakın, o vakit sulh olacak.” değerlendirmesinde bulunmuş oldu.

“Sulh için elimiz uzanıyor”

Öte taraftan, İsrail’in bazı Arap ülkeleriyle imzaladığı “sulh anlaşmaları vasıtasıyla sulh istediklerini kanıtladığını” korumak için çaba sarfeden Lapid, “Suudi Arabistan’dan Endonezya’ya kadar her Müslüman ülkeyi bunu kabul etmeye ve gelip bizimle konuşmaya çağırıyoruz. Sulh için elimiz uzanıyor.” ifadelerini kullandı.

AA’nın aktardığına nazaran, Lapid, sözlerini şöyleki tamamladı:

“İsrail devleti, dünyada bir kitapla kurulan tek ülkedir. Kitapların kitabı: Tevrat. O kitap ve liberal demokrasinin ilkeleri, sulh içinde elimizi uzatmamızı gerektiriyor. Tarihimiz, açık görüşlü ve oldukça dikkatli olmamızı gerektiriyor.”​​​​​​​