Otokar, dünyaca tanınan ARMA vasıta ailesinin yeni üyesi ARMA II’yi duyurdu. ARMA II zırhlı muharebe aracı, sınıfının en yüksek koruma seviyesi ve en yüksek atış enerjisini beraber sunacak. Otokar, ARMA II ile Türkiye’nin dünya kara sistemlerindeki yerini yeni bir noktaya taşıyacak.

Otokar, zırhlı vasıta ailesini ARMA II ile genişletti!

Koç Topluluğu şirketlerinden Otokar, dünyada değişik coğrafi koşullarda ve iklim şartlarında etken olarak vazife alan ARMA ailesini ARMA II 8×8 zırhlı aracı ile genişletti. Güncel koşullar, değişik  kullanıcı istekleri  ve gelişen tehditlere gore tasarlanan ARMA II, sınıfında en yüksek koruma seviyesini ve en yüksek atış enerjisini sunarken üstün arazi kabiliyeti ve modüler yapısı ile dikkat çeken yeni nesil bir zırhlı muharebe aracı.

Askeri araçları Türkiye’nin yanı sıra beş kıtada 40’tan fazla dost ve bağlaşık ülkenin silahlı kuvvetleri ile güvenlik güçlerine hizmet veren Otokar, ARMA II’yi biri yerli olmak suretiyle, iki değişik motor seçeneği ile kullanıcılarına sunacak. 

“ARMA’dan edindiğimiz deneyim ile geliştirildi”

ARMA ailesini ilk kez 2010 senesinde tanıttıklarını hatırlatan Otokar Genel Müdürü Serdar Görgüç, ARMA II hakkında şunları söylemiş oldu: “ARMA II’yi, ailenin deneyimli üyesi ARMA’nın izinden giden, ARMA’da edindiğimiz saha tecrübelerini yansıttığımız, daha yüksek kabiliyetlere haiz yeni nesil bir zırhlı vasıta olarak geliştirdik.

ARMA, bugün sınıfında dünyanın önde gelen zırhlı muharebe araçlarından biri olarak kabul ediliyor. 10 yılı aşkın süredir ARMA ile eşi olmayan bir informasyon birikimi elde ettik. Bugün 500’den fazla ARMA aracımız dünyanın değişik vatanlarında değişik görevlerde kullanılıyor. Bunun yanı sıra ARMA, bataklıklardan çöllere, yoğun kış şartlarından ekvator iklimlerine kadar dünyanın pek fazlaca coğrafyasında değişik kullananların sıkıntılı testlerinden geçti.

Dünyada bu kadar kısa bir sürede bu deneyimleri elde eden ve satışta bu adetlere ulaşan 8×8 zırhlı vasıta sayısı fazlaca sınırlıdır. Kullanıcılarımızın gerçek kullanım şartlarında elde etmiş olduğu veriler, kullanıcılarımızın verdiği geri bildirimler ve üretimde elde ettiğimiz deneyimleri ARMA II’yi geliştirme çalışmalarımıza yansıttık.”  

Mevcut ARMA’nın üretimine devam etmeyi planladıklarını aktaran Görgüç sözlerine şu şekilde devam etti: “ARMA ailemiz yüksek bir kullanıcı memnuniyeti sağlamış oldu. ARMA aracımız kendi ağırlık sınıfında amfibi kabiliyeti olan yegane vasıta.

Kullanıcılarımızın gelişen gereksinimlerini ve taleplerini, yeni tehditleri de göz önünde bulundurarak,  öz kaynaklarımızla geliştirdiğimiz ARMA II ile fazlaca tekerlekli zırhlı vasıta ailemiz daha da genişledi. ARMA II’nin de tıpkı ARMA benzer biçimde, kısa sürede çağıl orduların öncelikli tercihleri içinde yer alacağına inanıyoruz. Otokar’ın zırhlı muharebe araçları mevzusundaki başarısını ARMA II ile pekiştirmeyi hedefliyoruz.”

ARMA II 8×8 Tekerlekli Zırhlı Aracı, Otokar’ın araştırma ve geliştirme ekibi tarafınca klasik muharebe koşullarının yanında, günümüzde değişik coğrafyalardaki çatışmalarda sıkça rastlanan asimetrik tehditler de göz önüne alınarak geliştirildi. ARMA II, dünyada kendi sınıfındaki en yüksek balistik, mayın ve el yapımı patlayıcı (EYP) müdafaasını, yüksek arazi kabiliyeti ile beraber optimum şekilde sunuyor.

40 ton azami yüklü ağırlığa ve 720 BG motora haiz ARMA II, daha  fazla taşıma  kapasitesi, daha çok koruma özelliklerinin yanı sıra 120mm kalibreye kadar ağır tabanca sistemlerinin  entegrasyonuna da olanak veriyor. ARMA II’de  direksiyon  sistemi tüm aksları denetim  edebiliyor, bu anlamda tüm tekerler direksiyonlanabilir özellikte.

Modüler yapı ile sıkıntılı görevlere uygunluk

Modüler bir platform olarak tasarlandığı için ARMA II, pek fazlaca değişik göreve uygun bir platform. Piyade sınıfı için standart tekerleklı zırhlı muharebe aracı ve zırhlı personel taşıyıcı vasıta olarak kullanılmasının yanında ARMA II’ye değişik tabanca sistemleri, donanımlar ve çeşitli sistemler entegre edilebiliyor.

Değişik varyantları olan ARMA II, gözetleme ve dinleme vasıtaları ile bulgu aracı; geniş iç hacmi ve fazlaca süratli yer değişiklik yapma kabiliyeti ile komuta denetim aracı olarak envanterde vazife alıyor. ARMA II, uygun alt sistemler ile muharebe sahası kurtarma görevlerinde hizmet verebilirken; büyütülebilen beden ana yapısının sağlamış olduğu ilave hacim ile hem bakım-onarım hem de ambulans benzer biçimde çeşitli görevleri de yerine getirebilen sınıfının en üstün aracı olma hususi durumunu taşıyor. 

Kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin ilklerine imza atmış bir şirket olan Otokar, ARMA II’de yerlilik oranını arttırdı. Mevzuya ilişkin Serdar Görgüç; “60 senedir Türkiye’nin öncü araçlarına imza atmış bir şirket olarak, ARMA II’yi geliştirirken yerlilik oranını arttırarak ülkemizin kara sistemlerinde dışa bağımlılığını azaltmada mühim bir adım atmak istedik.

ARMA II’de kendi kaynaklarımızla tasarladığımız ve ürettiğimiz aktarma kutusunu ve süspansiyon  sistemini kullandık. Soğutma paketi de dahil olmak suretiyle ulusal tasarım ve yerli üretim alt sistemler tercih ettik. En mühim yeniliklerimizden biri de yerli motor alternatifini sunmamız oldu. ARMA II bu yönüyle bununla beraber Türkiye’nin ilk yerli motorlu 8×8 zırhlı aracı oldu” dedi. 

ARMA II ile zırhlı muharebe vasıta mevzusunda kullanıcılara değişik seçenekler sunmayı hedeflediklerini belirten Görgüç, sözlerine şu şekilde devam etti: “ARMA II’yi biri yerli olmak suretiyle iki değişik motor seçeneği ile sunuyoruz. Her iki motor ve güç grubu için tüm testleri ve kalifikasyonları yaptık.

Alt yapı yatırımlarını da öz kaynaklarımız ile tamamlayarak, ARMA II’yi iki değişik motor seçeneği ile de seri üretime hazır hale getirdik. Kullanıcılarımızın tercihlerini göz önünde tutacağız; sadece önceliğimiz yerli güç paketi ile kullanıcılarımıza maliyet etkin, tedarik sürekliliği ve avantajlı yaşam boyu destek hizmeti sunmak olacaktır. Bunun yanında yerli motor kullanırken katkı sağlamak istediğimiz hedef; halihazırda yurt dışından tedarik edilen benzer derslik motorların yurt içi kabiliyet ve imkanlarla yerli olarak geliştirilmesi, nitelikli edilmesi ve bu yolla yurt dışına bağımlılığın ortadan kaldırılmasıdır.