Kriz anında İmamoğlu’nun balıkçıda, başkan yardımcısının ise yurt haricinde olmasını eleştiren Ömer Çelik, belediyenin kurumsal hafızasının silindiğini söylemiş oldu.
İstanbul’da yaşamı durma noktasına getiren kar yağışında yaşanmış olan krizler, vatandaşların tepki göstermesine niçin oldu.
Kar yağışıyla beraber vatandaşların yollarda mahsur kalmış olduğu anlarda İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, balıkçıda olması tepki çekti.
Bu esnada toplumsal medya üstünden vatandaşların gösterdiği tepkilere, İsviçre’ye tatile giden Başkan Yardımcısı Murat Ongun’un ‘trol’ yaklaşımında bulunması krizi büyüttü.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İstanbul’da yaşanmış olan kar krizine ilişkin açıklamalarda bulunmuş oldu. “İBB herkesi tedbire çağırırken bir tek kendisi önlem almamış. Ortada belediye idaresi adına zaaf olduğu ilk andan itibaren görüldü.” ifadelerini kullanan Çelik, “İstanbulluya haiz çıkmayan bir belediye yönetimi ortaya çıktı. En kolay tedbirlerin bile alınmadığı görüldü. Toplu taşımaya insanların yönlendirilmesi söz konusuyken otobüslere zincir takılmadığı, insanları taşımaya uygun olmadığı görüldü. Bu araçların iyi mi savrulduğu görüldü. Daha da acısı krize müdaha etmesi ihtiyaç duyulan bir kar küreme aracı belediye başkanının yiyecek yemesi için yolun açılmasına seferber ediliyor. Her insanın siyasal safını İstanbulludan yana, vatandaşımızdan yana olarak değerlendirmesi gerekirken, bu zayıf iradesi kimin üstüne yıkarız ile karşı karşıyayız.” dedi.
Ömer Çelik’ten, İstanbul’da karla mücadeleye ilişkin açıklamalar VİDEO
Murat Ongun’un yurt dışı tatilindeyken vatandaşlara ‘trol’ ithamında bulunmasını da eleştiren Çelik, “Bilgilendirmeyi yapması ihtiyaç duyulan belediye sözcüsünün yurt haricinde olduğu öğreniliyor. Olan bitene tepki gösteren yurttaşlarımıza ‘trol’ deniliyor. Yolda kalmış, ortaya çıkan yönetim zaafından dolayı sorun çekmiş vatandaşların tepkilerine trol diyen bir kontakt sistemi.
CHP yönetiminin yapması ihtiyaç duyulan vakaya el koymaktı. CHP’nin belediye başkanlarından haberi bile yok. İstanbul’a bu kar ilk kez yağmıyor. 2017’de alınan tedbirlerle bugünkilere bakılınca belediyenin sanki kurumsal hafızası ortadan kalkmış.” açıklamasında bulunmuş oldu.
Daha önceki kar yağışında AK Partili İBB’nin almış olduğu tedbirleri hatırlatan Çelik, “Belediyenin kapasitesinden uzaklaştırıldığı bir beyin yıkama faaliyeti görülüyor. 2017’de 1.2 metrelik kar yağıyor. Şimdi ise yağan 80 santimetre. İstanbul’a o dönem 539 ton solüsyon kullanılmış, 136 bin ton tuz dökülmüş. Bugün ise iki tankerlik solüsyon ve 55 bin ton tuz dökülmüş.” ifadelerini kullandı.
Çelik, açıklamalarına şu sözlerle devam etti:
“CHP devamlı yeterlik, liyakat ve kul hakkı diyor. Şimdi bu açıdan iyi değerlendirmeleri gerekir. Siyasal etiketleme ile bu kadar insanoğlunun işten atılması, emeklerinin silinip atılması, bir beyin yıkama faaliyetini net şekilde gösteriyor. İstanbul’da hiçbir şekilde görülmeyecek bir zaaf görüldü.
Krize dönük bir kolay bir fotoğraf çekiminden uzak bir yönetim var. Bir yönetimsizlik var. Yönetimin kendisi bir kriz oluşturmuştur.
Bu biçim dönemlerde çekiciler, mobil büfeler konulur. Krize müdahale edecek araçların ve krize müdahale edecek yönetimin kendisinin en büyük kriz olduğu görüldü. Kimin nerede kimle yemek yemiş olduğu, nerede dinlence yapmış olduğu kimseyi ilgilendirmez.
Fakat kriz varken, İstanbul’da kaos varken İBB Başkanı’nın saatlerini restoranda geçirmesi siyasal bir münakaşa olur. Bu naturel bir durumdur. Burada yapılacak şey nedir, doğru bilgilendirmedir.
Bilgilendirmeyi meydana getiren elemanınız yurtdışında. Yurtdışından bilgilendirme yapacaksın, sonrasında tepki gösteren vatandaşımızı torllük ile suçlayacaksın. Kolay bir halde şu saat şuradaydık, şunu yaptık diyecektiniz. Bu görüntüler ortaya çıkıyor, CHP’li yöneticiler yenisinden eskisine bu görüntüler eski diyerek buna tepki gösterenleri suçluyorlar.
Sonuçta ne oldu, o kişilerin dedikleri doğru çıktı. Seferberlik halinde yalanlama meydana getiren CHP’liler, bu sefer seferberlik halinde tweet’lerini silmeye başladı. Bu şekilde bir kriz zamanında bırakın krizi yönetmeyi, kendi parti içini bile denetim edemeyen bir CHP var.
İBB’nin bir müdahale planı yok, bu görüldü. Dersiniz ki, sıkıntıyı yaşayan İstanbullulardan özür diliyoruz, şunlar, şunlar eksikti. Fakat ne oluyor bir suçlama kampanyası başlatıyorlar.
Krizin ortasında bu kadar saat yiyecek mi yenilir diyenlere karşı çıkıyorlar. Gerçek ortaya çıkınca tweet yarışına giriyorlar. Krizi yönetmek ile görevliyken en kıymetli dakikaların, saatlerin olduğu dönemde bir yönetim boşluğunun ortaya çıkması önemlidir.
Cumhurbaşkanımız; Ulaştırma Bakanımız, İçişleri Bakanımızı krize müdahale için İstanbul’a gönderiyor. Burada bir tek kurum yok, İBB hazırlığını yapmamış. Ne adına siyasal münakaşa ortaya çıkıyor, İstanbullu ve İstanbul adına bu tarz şeyleri söylemek zorundayız.
Yönetim zayıf iradesi ortaya çıkınca tepkileri önemsemiyorum demek de yönetim zaafiyetidir. Her krizde yok olan bir tabloyla karşı karşıyayız. 15 Temmuz’da Genel Başkanları, kriz anlarında Belediye Başkanları yok olur.“
Bir krizin ortasında saatlerini büyükelçi ile görüşmeye ayırmanın kriz kadar mühim bulunduğunu düşünüyor. Bir kriz döneminde bu görüşme yapılmaz. Karşı taraf da bunu anlayışla karşılar. Sizin kriz karşısındaki hassasiyetsizliğiniz görüldü.
Görevli bir yönetici, yönettiği bir bölgede kriz varken iyi mi başka bir yerde zaman geçirebiliyor. İmalar yolu ile bir yaklaşım ortaya koyuyor. İspat edebiliyor ise ederdi aslına bakarsan. Kolay bir şey, bu krize elinizdeki olanak ve kapasitelerle, 2017’de daha büyüğüne müdahale edebilmiş bir kurumsal kapasite ile niçin kafi müdahaleyi yapamadınız? Müdahale araçlarında zincir olmaması benzer biçimde en kolay mevzuda bile hazırlıksızdınız.
Bir kriz zamanında bir sanatçının bu üslup ile konuşmasını ben doğru bulmam. Kendi sanatçı arkadaşları 16-20 saat yolda kaldı. Bir sanatçının kriz anında siyasal bir ironi yerine ben daha insani bir duyarlılık ile davranmasını uygun bulurum. Bir ironi halletmeye çalışmış fakat bu kafi bir ironi olmamış. Ortaya çıkan durumla dalga geçmek doğru değil. Sayın Bahçeli ile ilgili ifade oldukca çirkin bir ifade. Bir sanatçı niçin kriz anında bu tarz bir olay yapar, Bahçeli ile ilgili niçin bu şekilde çirkin ifadeler kullanır? İçeriği de, niteliği de doğru olmayan bir yaklaşım niçin üretilir, bunu izah etmekte artık zorlanıyoruz.”
Kaynak: webhane.com